HistoryTurkish

BOLŞEVİK İHTİLÂLİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE NEDENLERİ (II)

Şubat devrimi ile birlikte Çarlık Rus İmparatorluğu yıkılmış ve yerine Sosyalist bir hükümet gelmişti. Yeni kurulan geçici hükümet Rus halkının ihtiyaçlarına cevap veremiyor ve ekonomik problemin giderilmesi konusunda istese bile savaşın devam etmesinden dolayı hiçbir girişimde bulunamıyordu. Tıpkı Çarlık gibi savaşın devam etmesi hususunda kararlı bir şekilde seyir izleyen yeni Sosyalist hükümet halkın beklentilerini karşılamadığından ötürü Şubat’tan sonra Ekim devriminin geleceğinin sinyallerini de veriyordu. 1985’in sonlarına doğru tutuklanan Lenin 1 yıl hapis yattıktan sonra 3 yıl Sibirya’ya sürgüne gönderildi. Sürgün yıllarından sonra Avrupa’ya gitti ve orada yaşadığı süre içerisinde birçok siyasi faaliyetler yürüttü. Rusya’ya dönüş yaptıktan hemen sonra siyasi propagandalar başlatan Lenin ilk olarak ülkenin siyasi-politik atmosferini inceleyerek tezler üretti. Tezlerini Bolşevik yanlısı Pravda gazetesinde yayımlayan Lenin, yayımlamadan önce de tezlerine konuşmalarında sürekli olarak yer verdi. Lenin bu tezlerinde Rusya’nın yaşamış olduğu politik tabloya değinerek; Yeni hükümetin kapitalist olduğunu savunarak geçici hükümetin vaatlerinin yalan olduğunu ve kitlelerin çabalarının boş hayal kurmaktan öteye gidemeyeceği üzerinde durdu, çözümün geçici hükümetin maskesini indirerek elde edileceğini savundu. Rusya’da Şubat Devrimi sonrası iktidarın burjuvazi kesimine geçtiğini savunarak yeni bir devrim ile köylülerin ve işçilerin iktidarda olabileceği Ekim devriminin sinyallerini verdi.(Köker%Erem, 2019).

Birinci Paylaşım Savaşının İhtilale Etkileri ve Rusya’da Genel Hava

Rusya İmparatorluğu, 1917 senesinde çeşitli problemler ile karşı karşıya kalmış ve Çar’ın savaş yanlısı tavırları ve politikaları sonucunda ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar görmezden gelinmiş ve maddi sıkıntılar halkı kıtlık derecesin kadar sürüklemiştir. Halk çarlığa karşı her safhada grevler, eylemler ve ayaklanmalar girişimlerinde bulunmuştur. Yüz binlerin sokağa inmesini ve ülkede ki sıkıntıları göz ardı eden çar Almanya karşısında bir yandan yenilgi alırken diğer yandan da Bolşeviklerin ihtilali için uygun bir ortam hazırlayarak da kendi mevcudiyetini riske attığının farkında olamamıştır.(Kodaman, 2012, s.66).

Mart’ın başları ve Şubat’ın sonlarına doğru iç isyanlar tam olarak sokaklara hâkim olmaya başlamış olması ve sokak çatışmalarına askeri birlikler içinden de bir grup destek vererek hükümeti güç duruma düşürmüştür. Silahlı bir eyleme dönüşen bu durum hükümet tarafından zapt edilemez bir durum olmaya başlamış ve devletin birçok binası ve kurumu silahlı eylemciler tarafından el konulmuştur. Bununla yetinmeyen bazı gruplar bakanların ve önemli hükümet yetkililerinin bulunduğu Marinski sarayını kuşatmıştır. Müşkül bir durum ile karşı karşıya kalındığını fark eden Çar Nikola Petersburg’dan kaçarak Başkenti isyancıların kontrolü altına vermiştir. Akabinde isyancılar geçici bir hükümet kurarak başkanlığına Prens Lvov atanmıştır.

Önüne geçilemeyen kıtlık durumu Çarlığın yıkılmasından sonrada devam etmiş hatta geçici hükümetin savaş yanlısı tavrı ile birlikte ülke daha da kötü günlere doğru ilerlemeye başlamıştır. Ürün fiyatları sürekli olarak yükselmeye devam etmiş ve ardı arkası kesilmeden yüzlerce fabrika kapanmıştır. Verilere göre 439 fabrika Temmuz ve Mayıs ayında kapatılmıştır. Kıtlık göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaşmış fakat geçici hükümet hiçbir çözüm bulamamıştır. Sadece halka ekmek karneleri gibi bir takım politikalar uygulamaktan öteye gidilememiştir.(Sadıkov, 2010, s.102).

Ülkede savaşın izleri her yanda kendini gösterirken en çok hissedildiği alan olan ekonomi ülkeyi gün geçtikçe yıkıma götürmekten geri kalmamıştır. Mayıs ve Haziran aylarında ülkenin bir çok yerinde işçiler iş şartlarının iyileştirilmesi için grevler başlatmış ve ülkenin her yanında bu grevlere katılımlar sağlanmıştır. Yine aynı şekilde savaşın devam edeceği ve isyancı askeri grupların dağıtılacağı dedikoduları ordu içinde bazı askeri grupları da rahatsız etmekten geri kalmamıştır. Köylerde sürekli olarak ayaklanma çağrıları yapılıyor ve nitekim 43 vilayette köylüler köy ağalarının mallarına el koymaktan ve bazen de ölümlere sebep olmaktan kaçınmamıştır. (Kasımlı, 2008, s.99-100).

Geçici hükümet ile birlikte ülkede maddi ve manevi herhangi bir sonuca varılamayacağı bilinci halk içerisinde yayılıyor ve bu durum Bolşevikler içinde en uygun ortamı hazırlıyordur. Nitekim Petersburg’da işçi ve köylülerin yaşamış olduğu bazı sokakların kontrolü Bolşevik kanada geçti. Bunun yanı sıra ülkede yaşayan bütün toplumları bilinçlendirmek ve tarafta toplamak amacıyla Bolşevikler ordu içerisinde destek edinebilmek amacıyla Soldatskaya Pravda (Asker Pravdası) ve Okopnaya Pravda (Siper Pravdası) adında iki gazete ile yayınlamalar yaptı.

Aralık 1917 tarihlerinde Bolşevikler barış yanlısı yayınlamalar yapmış ve taraftarlar toplamaya başlamıştır. Kafkas cephesinde savaşan 200 binlik bir asker sayısı cepheyi terk etmiş ve ordu içerisinde direnişçi bir ruh oluşmaya başlamış. Alman – Osmanlı ittifak kuvvetlerine karşı güçsüz kalan Rus ordusu askeri mücadeleyi sürdürecek güçte değildi. Bolşevik Hükümeti tanınma ve tazminatsız barış şartını öne sürerek barışın ilk adımlarını atmıştı. Almanya – Osmanlı ittifakı için kaçırılmayacak iyi bir fırsat ve çıkarlarıyla örtüşen iyi bir anlaşmaydı.(Ibid, 2010, s.103).

Savaşın Sebep Olduğu Yıkımlar

1914 yılında başlayan I. Dünya savaşı iki kutuptan oluşuyordu İtilaf devletleri olarak adlandırılan kanat; İngiltere, Fransa, Rusya ve ABD(Rusya da yaşanan Şubat devrimi sonrası ABD İtilaf devletlerine dahil oldu) gibi devletleri içeriyordu. Diğer kanat da ise ittifak devletleri olarak adlandırılan; Almanya, Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan gibi devletler yer alıyordu. Dünya devletlerinin en büyük kayıplar verdiği ve yüzyıla yakın süren dünyanın en büyük güçleri arasında geçmiş olan bu savaş belki de en ağır darbeyi Rusya’ya vermişti. Rusya’da savaş öncesinde 1,4 milyona yaklaşan asker sayısı çıkarılan bir seferberlik sonucu 15 milyona ulaşmıştır. Savaş sonrası ise bu rakam 6,9 milyondur yani ortalama 8,1 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Sadece cephelerde Rus ordusu 1.700.000 kayıp vermiştir öte yandan 4.980.000 yaralıydı, 2 milyona yakın sivilin savaş devam ederken öldüğü düşünülmekte. Ordunun ihtiyacı karşılanamamış ordunun ve halkın devlete olan güveni sarsılmıştır.(Koç, 2007, s.3).

İngiltere ve Fransa, Rus ordusuna askeri ve gıda yardımında bulunabilmek için ve Almanya’nın Çanakkale boğazını kullanarak Rus mevzilerini bombalamasını engellemek için Çanakkale’ye saldırdılar fakat hiç beklemedikleri büyük bir direnişle karşılaşan İngiliz ve Fransızlar 1915’de büyük bir yenilgi aldılar. Boğazlardan geçiş üstünlüğünü elde edemeyen itilaf devletleri Rus müttefiklerine yardımda bulanamaması Rusya’nın Almanlara karşı kazanamamasında büyük rol oynamıştır. Rusya savaşı sürdürebilmek adına beklemiş olduğu yardımı alamamış ve tüm umutları tükenmiştir.(Ertürk, 2010, s.3).

Rusya I. Dünya Savaşı esnasında ekonomik olarak edinmiş olduğu en büyük tecrübelerden biri devletin sanayi üzerinde kontrolünün gerekliliğidir. Savaş esnasında 1914’lü yıllara gelindiğinde Rusya’da sanayi neredeyse çökme durumuna gelmişti. Bu durum Rus ekonomisinin modern bir savaşa hazır olmadığının en büyük kanıtıydı. Seferberlik sonucu tarımda çalışan işçilerin orduya katılımı sonucu tarım makinelerini kullanacak çalışanın bile olmaması sonucu tarım nitekim sanayiden daha kötü bir hal almaktan kaçınamamıştır. 1917 devriminin gerçekleşmesinin en büyük sebepleri arasında görünen kıtlığında en büyük sebebi 1916-1917 arasında yaşanan tarımsal ürünlerinin üretiminin düşüşüyle kıtlığın ilk sinyalleri bu dönemlerde verilmiş olmasıdır.(Carr, 2005, s.30-31).

Show More

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button